top of page
shutterstock_1745437529_edited.jpg

RAHÄ°M KANSERÄ°

Kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan rahim kanseri, erken dönemde tespit edilebilen bir hastalık. Tedaviye erken dönemde baÅŸlandığında ise baÅŸarı ÅŸansı yüksek.

 

Rahim (endometrium) kanseri nedir?

Kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olan rahim kanseri, birden fazla isimle biliniyor. Bunlar; endometrium kanseri, uterus kanseri, endometrial kanser. Rahim (uterus) kanseri, rahmin içini döÅŸeyen tabakanın hücrelerinden kaynaklanıyor. 

SaÄŸlıklı hücreler, vücudun normal fonksiyon görmesi için belli bir düzende büyüyor, bölünüyor ve ölüyorlar. Ancak bazen hücreler deÄŸiÅŸiklere uÄŸruyor ve büyümesi kontrol dışına çıkabiliyor. Bu hücreler yeni hücre gerekmediÄŸi halde bile bölünmeye devam ediyorlar. Bu anormal bölünme komÅŸu dokuları istila ederek tahrip etmeye baÅŸlıyor. Bu hücreler vücudun diÄŸer bölgelerine yayılıp yolculuÄŸunu sürdürüyorlar. Ä°ÅŸte rahim kanserlerinde, buna benzer bir geliÅŸim söz konusu. Kanser hücreleri uterusun içini döÅŸeyen tabakada geliÅŸiyor. Sonrasında vücudun diÄŸer organlarına doÄŸru yolculuÄŸa baÅŸlıyorlar. Bu kanser hücrelerinin neden geliÅŸtikleri tam olarak bilinmiyor. Ancak östrojen hormonunun rahim kanseri geliÅŸiminde rol oynadığı düÅŸünülüyor. Ayrıca rahim hücrelerinde kanser geliÅŸtiren gen deÄŸiÅŸikleri üzerinde de araÅŸtırmaların devam ettiÄŸi biliniyor.

 

Rahim (endometrium) kanserinden korunma yolları

  • Sigara ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durmak,

  • Kanser riskini azaltmaya yardımcı olduÄŸu bilindiÄŸinden doÄŸum kontrol ilaçlarını kullanmak,

  • Düzenli smear testi yaptırmak,

 

Rahim (endometrium) kanseri belirtileri nelerdir?

Endometrium kanserlerinin çoÄŸu adetin kesildiÄŸi dönemde postmenopozal (menopoz sonrası) kadınlarda ortaya çıkıyor. Endometrium kanserinde menopoz sonrası görülen herhangi bir kanama, adet gören kadınlarda ise adet arasında kanama veya adet süresinin uzaması, anormal kanlı olmayan bir akıntı, pelvik aÄŸrı, cinsel iliÅŸki sırasında aÄŸrı, kilo kaybı gibi bulgu ve belirtiler görülebiliyor. 

Yumurtalıklardan (over) iki ana hormon salgılanıyor; östrojen ve progesteron. Bu iki hormon arasındaki denge, adet kanaması sırasında deÄŸiÅŸiyor. Adetin erken döneminden itibaren endometrium (rahim içini döÅŸeyen tabaka) kalınlaşıyor, eÄŸer gebelik oluÅŸmazsa kalınlaÅŸan endometrium dökülüyor. Bu iki hormon arasındaki denge, endometriumun büyümesini uyaran östrojen lehine dönerse endometrium kanserinin geliÅŸme riski artıyor.

 

Rahim (endometrium) kanseri risk faktörleri

Östrojen düzeyini artıran faktörler;

​

  • Menstrüasyon görülen sürenin uzun olması: 

EÄŸer menstrüasyon erken yaÅŸta baÅŸlarsa (12 yaşından önce) veya menopoz geç yaÅŸta olursa, endometrim kanseri riski artıyor. Çünkü kadın ne kadar çok period yaÅŸarsa, endometrium o kadar fazla östrojene maruz kalıyor.

​

  • Hiç gebe kalmamış olmak: 

Kesin olmamakla birlikte gebelik, endometrium kanseri riskini azaltıyor gibi gözüküyor. Gebelikte daha fazla östrojen salınıyor ancak daha fazla da progesteron salgılanıyor. Artmış progesteron üretimi artmış östrojenin etkisini kompanse edebiliyor.

​

  • Ovülasyon düzensizliÄŸi: 

Ovülasyon aylık olarak yumurtanın overden atılması demektir. Bu döngü östrojen tarafından düzenleniyor. Düzensiz ovülasyon veya ovulasyonun hiç olmaması, östrojene maruziyeti artırıyor. Ovülasyon düzensizliklerinin nedenleri arasında; obezite ve polikistik over sendromu (PCOS) sayılabilir. Obezite ve PCOS tedavisinde, aylık ovülasyon ve menstrüasyon tekrar düzenleniyor. Böylece, endometrium kanseri riskinin azaltılmasına çalışılıyor.

​

  • Obezite: 

Östrojen kaynağı, sadece overler deÄŸildir. YaÄŸ dokusu da östrojen salgılıyor. Obezitede vücuttaki östrojen düzeyi artıyor ve dolayısıyla kadınları endometrium kanseri için riskli gruba sokuyor. Obez kadınlarda endometrium kanseri riski 3 kat artıyor. Ancak zayıf kadınlarda da kanser görülebiliyor.

​

  • YaÄŸlı diyet: 

Bu tip diyet alışkanlığı, obeziteye yol açtığından endometrium kanseri riskini artırabilir veya yaÄŸlı besinler doÄŸrudan östrojen metabolizmasını etkileyerek yine aynı sonuca yol açabilir.

​

  • Diyabet: 

Endometrium kanserine diyabetli kadınlarda daha sık rastlanıyor, çünkü obezite ile diyabet sıklıkla birlikte görülüyor. Ancak diyabetli olan zayıf kadınlarda da kanser riski yüksektir.

​

  • Östrojen replasman tedavisi: 

Östrojen endometrium büyümesini uyarır ve menopoz sonrası sadece östrojen tedavisi verilmesi kanser riskini artırır. Progesteron hormonu ile birlikte östrojenin kombine olarak verilmesi endometriumun incelmesine, dökülmesine ve endometrium kanseri riskinin azalmasına yol açar.

​

  • Over tümörleri: 

Overin bazı tümörleri östrojen kaynağıdır ve östrojen düzeyini artırır.

​

  • Ä°leri yaÅŸ: 

Endometrium kanserlerinin büyük bir kısmı 55 yaşından sonra görülüyor.

​

  • Meme veya over kanseri hikayesi olması.

  • Tamoksifen kullanılması: 

  • ​

Meme kanseri olup tamoksifen tedavisi alan her 500 kadından birinde endometrium kanseri görülüyor. Tamoksifenin endometrium üzerinde, östrojen benzeri etkisi vardır ve endometriumun kalınlaÅŸmasına yol açıyor. Bu nedenle endometrium kanseri riskini artırdığından Tamoksifen kullanan herkesin yıllık periodik pelvik muayenesinin yapılması gerekiyor.

​

  • Herediter Nonpolipozis Kolorektal Kanser (HNPCC): Bu kalıtsal hastalıkta önemli bir DNA tamir geninde bozukluk vardır. Bu kalıtsal hastalığı olanlarda kolon kanseri ve endometrium kanseri görülme riski fazladır.

 

Bu risk faktörlerinin bulunması endometrium kanseri olunacağı anlamına gelmiyor. Ancak bu faktörler nedeniyle risk altında bulunulduÄŸu ve olası bulgu ve belirtilere karşı duyarlı olunması gerektiÄŸi unutulmamalı.

 

Rahim (endometrium) kanseri tanı yöntemleri

Öncelikle hastanın hikayesi alınıyor ve fizik/pelvik muayenesi yapılıyor ve transvajinal USG uygulanıyor. Burada endometrium kalınlığı ve yapısı deÄŸerlendiriliyor. Daha sonra kesin tanı için yapılması gereken biyopsi; endometrial biyopsi ÅŸeklinde, anestezi gerektirmeden, muayenehane ÅŸartlarında yapılabiliyor. EÄŸer yeterli doku alınamadıysa dilatasyon (geniÅŸletme) ve küretaj (kazıma) uygulanıyor. Ancak bu müdahale için ameliyathane ÅŸartları gerekebiliyor. Bu yöntemde; bütün endometrial tabakadan kazınarak örnek alınıyor ve patolojik incelemeye gönderiliyor. Kesin tanı, bu dokuların mikroskop altında incelenmesi sonrası konuyor. Kanser tanısı konan hastaların yönlendirildiÄŸi uzman, jinekolog onkolog oluyor. Daha sonra gerekirse, hastalığın yayılımının deÄŸerlendirilmesi için ileri tetkikler istenebiliyor.  (X-ray, CT, kan tetkikleri). 

Sonraki aşama; hastalığın evrelendirilmesidir. Evrelendirme, hastalığın cerrahi tedavisi ile birlikte yapılıyor.

 

Rahim (endometrium) kanseri tedavi yöntemleri

Endometrium kanseri erken tanı konduÄŸunda tamamen tedavi edilebilen bir hastalık. Erken evrelerde hastaların 5 yıllık yaÅŸam ÅŸansları yaklaşık yüzde 95. Tedavide en sık cerrahi olmak üzere, radyoterapi ve kemoterapi de uygulanabiliyor. 

Cerrahi tedavi: 

En sık kullanılan tedavi metodudur. Uygulanan cerrahi tedavide; uterus , overler ve tüpler çıkartılıyor. Ayrıca bölgesel lenf nodlarının çıkartılması ve çevre dokulardan örneklerin alınması gerekiyor. Hastanın ilk cerrahisi, en önemli olan tedavisi olarak kabul ediliyor ve mutlaka bir jinekolog onkolog tarafından yapılması öneriliyor. Ancak hastalığın yaygınlığına göre cerrahi tedavi bazen yeterli olmadığından ek tedavilere ihtiyaç duyulabiliyor. 

Radyoterapi: 

EÄŸer cerrahi sonrası eldeki bulgular kanserin tekrarlama riskini gösteriyorsa histerektomi (rahmin alınması) sonrası radyasyon tedavisi veriliyor. 

Hormon tedavisi: 

EÄŸer kanser vücudun diÄŸer bölümlerine yayılmış ise tümörün büyümesini durdurmak için yüksek dozlarda progesteron verilebiliyor. 

Kemoterapi: 

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için yapılan ilaç tedavisidir. Bu ilaçlar genellikle kombinasyonlar halinde kullanılıyor. EÄŸer kanser ileri evrelere ulaÅŸmış ve baÅŸka organlara yayılmış ise kemoterapi, kan yoluyla bu bölgelerdeki kanser hücrelerine ulaşıp öldürmesi için veriliyor. 

Tedavi sonrası hastalar düzenli aralıklarla takip ediliyor. Bu takipler sırasında; fizik muayene, pelvik muayene, AC grafisi ve laboratuvar testleri yapılıyor.

 

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri

Tüm dünyada her yıl 500 bin kadında tanılanan rahim aÄŸzı kanseri, tüm kadın kanserleri içinde meme kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türü. Özellikle geliÅŸmiÅŸ ülkelerde artış göstermesi, dikkat çekiyor.

Rahim ağzı (serviks) kanseri nedir?

Rahim aÄŸzı kanseri, ‘serviks’ denilen rahim aÄŸzında geliÅŸen bir kanser türüdür. Serviks, rahmin vajinaya açılan alt kısmı olduÄŸundan ‘serviks kanseri’ veya ‘servikal kanser’ olarak da adlandırılıyor. Kadınlar arasında çok yaygın rastlanan bir hastalıktır. Öyle ki tüm kadın kanserleri içinde en sık görülen ikinci sıradaki kanser. Görülme sıklığının özellikle geliÅŸmekte olan ülkelerde artış göstermesi dikkat çekici. Tüm dünyada her yıl, 500 bin kadına rahim aÄŸzı kanseri teÅŸhisi konuluyor. 

OluÅŸumunu basit olarak ÅŸöyle açıklamak mümkün; rahim aÄŸzının yüzeyini oluÅŸturan hücre tabakasının anormal hücrelere dönüÅŸmesiyle ‘kanser öncülleri’ denilebilecek hücreler ortaya çıkıyor. Kanser öncülleri; prekanseröz yapılardır ve erken saptanıp tedavi edilmediklerinde rahim aÄŸzı kanserine dönüÅŸebilirler. Bu deÄŸiÅŸimden sorumlu olan temel etken, ‘HPV’ olarak bilinen Human Papilloma Virüsü. HPV genital siÄŸillere neden olan virüs. Cinsel yolla bulaşıyor. 

Kadınlara cinsel iliÅŸkiye baÅŸlamalarından sonra her yıl, PAP smear testi yaptırmaları öneriliyor. Bunun nedeni, bu test aracılığıyla rahim aÄŸzına ortaya çıkan deÄŸiÅŸikliklerin tespit edilebilmesi. Papanicolaou testi olarak da bilinen PAP smear testi, rahim aÄŸzındaki anormal hücrelerin; prekanseröz yapılara veya rahim aÄŸzı kanserine dönüÅŸmeden erken tanı konulmasına olanak saÄŸlıyor. Smear testi, kadınlar için önemli bir avantaj. GeniÅŸ kitlelerin PAP smear testi ile taranmasının geliÅŸmiÅŸ ülkelerde rahim aÄŸzı kanser oranlarını düÅŸürdüÄŸü biliniyor.

 

Rahim ağzı (serviks) kanserinden korunma yolları

Ä°lk cinsel iliÅŸkiden üç yıl sonra jinekolojik kontroller sırasında PAP smear testi yapılması öneriliyor. 30 yaÅŸ üzerinde 3 ardışık normal PAP test sonucunun ardından PAP smear testi 2 – 3 yılda bir yapılabilir. 65–70 yaÅŸ sonrasında son 10 yıl içinde 3 ardışık normal PAP test sonucu varsa yapılmayabiliyor.

​

  • Yüksek riskli kadınlarda ise her yıl alınması gerekiyor. Yüksek risk grubunu oluÅŸturan durumlar:

Ä°mmunosupresyon (bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar), 

HIV enfeksiyonu, 

​

DES (sentetik östrojen) kullanımı. 

​

  • Aşı açısından esas hedef kitle; cinsel olarak aktif olmayan yani HPV virüsü almış olma ihtimali bulunmayan genç kadınlardır. HPV ile iliÅŸkili; servikal diplazi, neoplazi, servikal kanser, genital siÄŸiller (condyloma acuminata) ve prekanseröz anogenital lezyonlardan korunma amacıyla uygulanıyor. HPV aşısı yapılsa dahi rahim aÄŸzı kanseri tarama testi olan PAP smear testinin yapılmaya devam edilmesi gerekiliyor. BulaÅŸmasını engellemek için cinsel iliÅŸki sırasında bariyer yöntem (prezervatif) kullanılması öneriliyor.

 

Rahim ağzı (serviks) kanseri belirtileri nelerdir?

Genellikle ilk belirti; anormal vajinal kanamadır. Kanamalar; özellikle cinsel iliÅŸki sırasında veya sonrasında görülüyor. Kötü kokulu vajinal akıntı, disüri (aÄŸrılı idrar yapma), vajinal huzursuzluk hissi de belirtiler arasında sayılıyor.

 

Tümör, yukarı doÄŸru endometriyal kavite (rahim içi boÅŸluk), aÅŸağı vajina ve yanlarda pelvik duvara yayılabiliyor. Mesane ve rektumu doÄŸrudan iÅŸgal eden edebilir. Bu yayılımlara baÄŸlı olarak kabızlık, hematüri (kanlı idrar), fistül ve üretral obstrüksiyon (üretrada tıkanıklık) ile hidroüreter (idrar borusu geniÅŸlemesi) veya hidronefroz (böbreÄŸin geniÅŸlemesi) görülebiliyor. Ayrıca pelvik duvar yayılımına baÄŸlı olarak bacak aÄŸrısı, ödem ve hidronefroz ortaya çıkabiliyor. 

Uzak organ metastazları, ekstrapelvik lenf nodu tutulumu, karaciÄŸer, akciÄŸer ve kemikte yayılım ÅŸeklinde olabiliyor. Rahim aÄŸzı kanseri genellikle orta ve ileri yaÅŸ kadınlarda görülse de herhangi bir yaÅŸta ortaya çıkabiliyor.

 

Rahim aÄŸzı (serviks) kanseri risk faktörleri

Rahim aÄŸzında geliÅŸen hücre deÄŸiÅŸikliklerine neden olabilecek risk faktörleri ÅŸunlar:

  • HPV enfeksiyonu,

  • YaÅŸ,

  • Erken yaÅŸta ilk cinsel iliÅŸki,

  • Birden fazla cinsel partner varlığı,

  • Yüksek gebelik sayısı,

  • ErkeÄŸin çok partnerli olması,

  • Bilinen anormal PAP smear test sonucu olması,

  • Sigara kullanımı,

  • Kötü genital hijyen,

  • Oral kontraseptif (doÄŸum kontrol hapı) kullanımı, beslenme eksiklikleri (A,C,E, Folik asit eksikliÄŸi), HIV enfeksiyonu, cinsel yolla bulaÅŸan hastalık hikayesidir.

Rahim aÄŸzı (serviks) kanseri tanı yöntemleri

Ä°lk bulgu; rutin jinekolojik muayene ve takibi sırasında Papanicolaou test uygulanan hastalarda anormal PAP smear sonucu olabilir. Çünkü erken evre rahim aÄŸzı kanserinde fiziksel muayenede fark edilmeme oranı çok yüksek. 

PAP smear testi 

Bu testi uygularken fırça yardımı ile vajinal sürüntüden alınan örnek, patologlar tarafından deÄŸerlendirilerek normal - anormal hücre sınıflandırması yapılıyor. Bu testin güvenle kullanıldığı bir diÄŸer alan; gebelik. Günümüzde düzenli PAP smear taramaları ile rahim aÄŸzı kanserinden ölümlerin yüzde 70 azaltılabileceÄŸi hesaplanıyor. DiÄŸer yöntemlerle gözden kaçabilecek lezyonların doÄŸrudan gözlenmesini saÄŸlayan alet ise kolposkopi. Bu optik alet yardımıyla rahim aÄŸzı 6-40 kez büyütülebiliyor. EÄŸer PAP smear sonuçlarında anormal bir yapı saptanıyorsa, kolposkopi ve gerekirse biyopsi alınarak deÄŸerlendiriliyor. 

Åžüpheli sonuçlarda, HPV DNA tiplemesinin yapılması da önerilen yöntemlerden biri. Åžüpheli PAP smear, HPV DNA pozitif ise hastaların daha sık deÄŸerlendirilmesinde yarar var. Çünkü negatif olan hastaya göre lezyonun ilerleme olasılığı daha yüksek. HPV DNA taraması sıvı bazlı PAP test yöntemi ile de yapılabiliyor.

     

Rahim aÄŸzı (serviks) kanseri tedavi yöntemleri

  • Rahim aÄŸzı kanserlerinin ilk tedavisinde kullanılan yöntemler, cerrahi ve radyoterapi olarak 2 ana grup altında toplanıyor. Radyoterapi, rahim aÄŸzı kanserinde her evrede kullanılabilen bir tedavi yöntemi. Erken evre kanserlerde hastalığın yayılımı çok daha az olduÄŸundan cerrahi tedavi ön plana çıkıyor. Ä°leri evrelerde ise öncelikli tedavi biçimi, radyoterapi. Cerrahi tedavide; yerleÅŸimi rahim aÄŸzı bölgesinde olan primer tümör ve muhtemel yayılım bölgelerinin temizlenmesi hedefleniyor. Cerrahi tedavi tümörün boyutuna göre aÅŸağıda yer alan küçük cerrahi tekniklerden; tüm rahim, rahim aÄŸzı ve lenf bezlerinin alındığı büyük cerrahi tekniklere kadar deÄŸiÅŸebiliyor. 

    LEEP (Loop electrosurgical procedure)
    Rahim aÄŸzı hücresel deÄŸiÅŸikliklerin tanı ve tedavisinde çok deÄŸerli bir araç. ElektriÄŸin doku üzerindeki kesme ve kanamayı durdurucu etkisinden yararlanan bir yöntemdir. 

    Kriyoterapi
    Hücrelerarası suyu kristalize ederek rahim aÄŸzının yüzey dokusunun zedelenmesi ve hücre ölümü ile sonuçlanan bir yöntemdir. 

    Lazer tedavisi
    Yayılan kanserde tüm lezyonun görülebildiÄŸi ve rahim içi küretaj sonucu temiz olan her vakada kullanılabilir. 

    Konizasyon
    Rahim aÄŸzı hücresel deÄŸiÅŸiklik tedavisinde büyük rol oynayan, rahim aÄŸzından koni ÅŸeklinde bir parçanın çıkarıldığı cerrahi yöntemdir.

Farklı hastalıklar aynı belirtileri gösterebilir.

Rahim aÄŸzı kanserinde hastalığın klasik belirtilerinin çoÄŸu; vajinal enfeksiyon, uterus miyomları, polipler gibi kanser olmayan benign (selim) durumlarda da görülebiliyor. Dolayısıyla bu belirtilerin hangi hastalığa ait olduÄŸunun bir uzman tarafından belirlenmesi gerekiyor.

bottom of page